"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Bahar” yazısından bile nem kapanlar...

Kâzım GÜLEÇYÜZ
11 Mayıs 2017, Perşembe
Cezaevlerinde sadece Yeni Asya’ya uygulanan keyfî engellemelere karşı Adalet Bakanlığına yaptığımız şikâyetlere hâlâ cevap bekliyoruz.

Ama aradan bu kadar zaman geçmesine rağmen bu cevap hâlâ gelmiş değil.

Kanun ve hukukla bağdaşır yanı olmayan keyfî engellemeler de hâlâ devam ediyor.

Son zamanlarda cezaevlerinde Yeni Asya’ya giderek artan yoğun ilginin istihbarat raporlarına da yansıtıldığına ilişkin duyumlar hayli zaman önce kulağımıza gelmişti.

Gazetemizin mağduriyetleri sürekli gündemde tutan yayınları ile bu ilgi arasında ilişki kurarak işi başka taraflara götürmeye yönelik birtakım ajitasyonlar da sergileniyor.

Yayınlarımızı, yazılarımızı, haberlerimizi bu nazarla, kendi kafalarındaki asılsız senaryoları “doğrulatacak” ipuçları bulma niyetiyle satır satır okuyan “zehir hafiye”ler var.

Bu tiplerin mal bulmuş mağribî gibi üzerine atladığı örneklerden biri, Mustafa Oral’ın 26.4.17’de yayınlanan “Sabret, bahar yağmurları kapıda” başlıklı yazısındaki şu satırlar:

“Şimdilerde Barla’dan Tanzanya’ya dünyanın yedi kıtasında onun (Hafız Ali’nin) adını, kokusunu, rengini taşıyan yüzlerce sümbül sümbül çocuk var. Yetmez mi vefalı Hafız Ali gibi anılmak sana. Sabret, bahar çok yakın. Güneş doğacak. Rahmet coşacak. Yağmurlar yağacak. Kutuplar çözülecek. Kalbler ısınacak. İnsanlık tekrar kaynaşacak. Dostlarla yine aynı safta ve sofrada buluşulacak.”

Bu ifadelerden, hiç alâkası olmayan gayet abuk anlamlar çıkaranlara ilk cevabımızı  “Bahar geliyor’ yazısından dahi ‘zindandaki f..ö’cülere tesellî ve moral mesajı’ çıkaran bir ruh halinin çok âcilen tedavi edilmesi gerekir” şeklindeki tweet mesajımızla verdik.

Yazıda bahsi geçen Hafız Ali, Üstadın ilk dönem talebelerinden, Denizli hapsinde şehit olan bir iman kahramanı. Ve kast edilen mana, Üstadın daha Barla’da risaleleri telife yeni başladığı günlerde talebelerine verdiği “Bir gün gelecek, bu eserler bütün dünyada okunacak” müjdeli mesajının vurgulanması.

Tanzanya denince f.ö’ü hatırlayanlara ise:

Köprü dergimizin Ocak-86 sayısında “Tanzanyalı bir Nur Talebesi” olan İsa Rıdvan’la yapılmış bir mülâkat var. Ve o tarihte, 31 yıl önce f.ö’nün esamesi bile okunmuyordu...

***

Cezaevinde gazete ve kitap yasal hak - http://www.yeniasya.com.tr/video/cezaevinde-gazete-ve-kitap-yasal-hak_431624 

Star yazarı Çakırgil: Cemaat çalışmalarına katılan örtülü hanımların gruplar halinde tutuklanıp kelepçeyle götürülmesi kimleri sevindiriyor?

Mustafa Kemal’in dünya görüşünü ve icraatını eleştirdik, ama hakaret etmeden: Müflis Proje Kemalizm ile Said Nursî ve M. Kemal kitaplarımız.

Okunma Sayısı: 8897
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İ.Seyda

    11.5.2017 22:23:28

    Dikkat! Dikkat! Adalet terazisinden asla ayrilmamaliyiz. Mazlumun yanında, zalimin karsisinda olmak insanın en temel vazifesi olmalıdır. Bütün bunları yaparken "hikmet" üzere olmak gerekir. "Muktesit meslek" iktiza eder ki, masumların Yeni Asya'yi bir ihtiyaç olarak görmesi yanında grup içindeki bir "üst aklın" kendini sağlama almak için kullanabildiği her zemini kullanmak istediğini asla unutmamak gerekir. Köre, sürekli "hey kör kör" diye seslenilmez. Derman haddi aşarsa dert getirir. Teyakkuz halinde olmak elzemdir

  • Özcan Erkiş

    11.5.2017 14:19:53

    ( 4 ) Bir müslümanın kendine bakan yönüyle öncelikli vazifesi, iman-ı tahkikiyi elde edip, iman vesikası ile kabre girmek ve topluma bakan yönüyle de İslâm'ın kemalât ve hakâikini efaliyle izhâr edip ayna olmak iken; şu zulumatlı ve kurdun kuzuyu yemeyi kafasına koyduğu zamanda, onların işini kolaylaştıracak fiil ve sözlerden, tavır ve davranışlardan uzak durmak gerekmez mi? Acı olmakla birlikte bir gerçeği itiraf edeyim ki, ana'-baba ve kardeşlerin bile tefrikaya düşürüldüğü bir fitne sürecini yaşıyoruz. Müsebbib ve sorumlu aranacak olursa, elbette sorumluları, menfi ve menfaatçi siyaset tarzıyla ülkeyi 15 senedir tek başına idare eden Siyasal İslâmcı ideoloji sahiplerdir. Siyasî, iktisadî ve içtimai ahvâlimiz ortada olup, red ve inkârı mümkün değildir. İktidarda kalmak hırsına yenik düşen ve sonra bunu tek adamlık sistemine dönüştürecek kadar iktidar bağımlısı bir iktidar. Allah âkıbetimizi hayreylesin. "Âkıbet ikâba delil"miş. Allah kötü âkıbetten muhafaza eylesin! ..

  • Özcan Erkiş

    11.5.2017 13:05:10

    ( 3 ) İktidar yandaşı "zehir hafiyeler"ile onları yönlendiren komite, şimdi de sözde "dindar" eliyle ve diliyle, bazılarının "kutsalına" tarihi gerçekler" perdesi altında hakaret ettirerek, iflas etmiş bir projeyi ihya etmek istemektedirler. Garip ve tuhaf olanı ise, istimâl ettikleri şahıslar ile zaman dilimidir. Tek adamlık sistemine giden yolun taşlarının döşendiği, OHAL darbe rejimiyle antidemokratik uygulamaların tam gaz gittiği bir dönemde. Tesadüf olabilir mi? Mümkün değil. Demokratik hukuk devletinin askıya alındığı bir zamanda, bazı "dindar " ların yaptığı şu "hizmete" bakar mısınız? Allah akıl, fikir, iz'an, insaf, vicdan, basiret versin. Buna iflas etmiş bir projeye "çanak tutmak"demezler mi?

  • Özcan Erkiş

    11.5.2017 12:50:51

    ( 2 ) Kendi haksız hukuksuz , keyfi ve antidemokratik uygulamalarına halk nezdinde meşruiyet kazandırmak için, iktidar cenahı ve taraftarları ile medyadaki yandaşları, yazınızda bahsi geçen 'atraksiyon've 'ajitasyon'lara tevessül edecek, onlardan medet ile halkı kandırmak yoluna gidecekledir. Normaldir çünkü Makyavelist politika bunu tavsiye etmektedir. Fakat bunlar "matrak "ve "dalavere"li işler olduğundan ve Yeni Asya gazetesinin ve takip ettiği Nur'ların düsturlarına ve prensiplerine uymadığından "iftira at, yapışmazsa izi kalır!" zihniyetiyle iftira atmaktadırlar. Ehemmiyeti yoktur. Altın çamura düşmekle değerinden bir şey kaybetmez. Kaabili hitap olmadıklarından haddinden fazla ehemmiyet verip matah şeyler haline getirmemek gerekir. Daha âcil, ciddi, öncelikli meselelerimiz vardır.

  • Özcan Erkiş

    11.5.2017 12:32:12

    Sayın Güleçyüz, yaşadığımız sürecin bir hususiyeti de haksızlık, hukuksuzluk ve keyfilik olduğundan; şu zulumatlı süreçte kendi insanına mağduriyet yaşatan, zulüm edenler elbette ve elbette Yeni Asya'dan ve onun, Hakkın ve haklının, mazlum ve mağdurun yanında yer almasından rahatsız olacaklardır. Gereken cevabı vermekle birlikte onlarla fazla meşgul olmamak lâzımdır. Ki kendilerine ehemmiyet verildiği, sözlerinin kaale alındığı zannına kapılmasınlar. Zira onlara harcayacak zamanımız olmadığı gibi onlara sarfedecek kadar da -zaman- kıymetsiz değildir. Mustafa Oral kardeşimizin yazılarını, zevkle ve şevkle okuyor, kendisine duâ ediyoruz. Yazıdan başka mânâlar çıkarana da "yarası olan gocunur!" deyip geçelim.

  • HÜSEYİN İLHAN

    11.5.2017 06:57:33

    1-YENİASYA gazetemiz HAKİKATIN GÜR SESİ olması hasebiyle hiçbir fani onu biiznillah susturamaaaz.Sustruduğunu zanneden ya akılını zayi etmiş ya da ebleh biridir. 2-Sinek kanadından nem kapanlar acaba çevrenizdeki UYUŞTURUCU,TACİZ-TECAVÜZcü olanların NEDEN,NASIL ve NİÇİN bu hale geldiklerine kafa yorun ki o zehir hafiyeliğiniz doğru istimal edilmiş olsun. 3-Gündem değiştirme,saptırtma faydasından başka hiçbir maslahatı olmayan akıl,mantık,muhasebe ve muhakemeden mahrum tartışma ve umuma açık yerde sarfedilen bu sözler ile karşı tarafın kenetlenmesi,güçlendirilmesinden başka netice çıkmıyor. Sahi durup-dururken bu emmiler neden öpüşürler.

  • Yasliçocuk

    11.5.2017 01:50:53

    Yeni Asya’nın da banisi olan ve Üstad Bediüzzaman’ın “Kâinata değişmem” dediği talebesi Zübeyir Gündüzalp’in Mehmet Kutlular’a asla unutulmaması lâzım gelen öğüdü şu; “Para veren emir de verir. O bakımdan istiğna düsturunu ciddî ve hassas bir şekilde en küçük bir taviz vermeksizin sürdürmek lâzım.” Bu tavsiye ile başlamış bir yayın çizgisi. Üstadın yapmak istediğini Zübeyir Gündüzalp, neşriyat yoluyla başlattı. O birikimi Mehmet Kutlular şahs-ı manevî ile beraber aynı hassasiyet içinde sürdürdü. 47 senedir o çizgi devam ediyor. İslâm âleminin çeşitli buhranlarla karşı karşıya olduğu, kardeşin kardeşe kırdırıldığı, kan ve göz yaşıyla masumların boğdurulduğu bir zamanda Yeni Asya; adalet-i mahza çizgisini temsil ediyor ve hak ve hakikati sesi olarak yayın hayatına devam ediyor. Kıyamete kadar da devam edecek inşaallah.

  • Hamza

    11.5.2017 01:48:31

    Yeni Asya, “Bu müthiş zamanda ve dehşetli düşmanlar mukabilinde ve şiddetli tazyikât karşısında ve savletli bid’alar, dalâletler içerisinde gayet az ve zaif ve fakir ve kuvvetsiz olduğu halde, gayet ağır ve büyük ve umumî ve kudsî bir vazife-i imaniye ve hizmet-i Kur’âniyeyi” yüklenip rıza-i İlâhî ve ihlâs yolunda hareket etmektedir..

  • Hamza

    11.5.2017 01:35:28

    Bizi bilen bilir bilmeyen kendisi gibi bilir.Hak yolunda hakikate varmak sözle olmaz, inandığını yaşamakla olur.(Hz Mevlana) Bizler “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” diyerek hürriyeti her şeyden daha değerli gören, onca dayatma, hapis ve işkenceler karşısında hakkı ve hakikati haykırmaktan çekinmeyen Üstadımızdan aldığımız dersle bu çizgiyi belirlemeye çalışıyoruz.Bütün darbelere karşı çıkan tek gazete Yeni Asya’dır..Yeni Asya, sosyal medyada asılsız iftiralarla hedef gösteriliyor.Ama Yeni Asya basındaki diğer gazetelerden farklı olarak cesur manşetler atmaya devam ediyor.Yeniasyayı tebrik etmek lazım. Sicilinde en küçük bir leke olmayan, sicili en temiz olan grubuz. Bizim korkusuz ve dik duruşumuzun esas sebebi budur. Hak ve hakikatten ayrılmama yolundaki azmimizdir. Çünkü biz, mazimizden ve yaptığımız işten eminiz. O sebeple, doğru olanın korkak olması mümkün değildir. Doğru korkak olmaz. Mazide verilmeyecek bir hesabımız olmadı, bugün de yok, yarın da olmaz.

  • aysel

    11.5.2017 00:03:28

    Allahım Yardımın Ne zaman...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı